Sıkça Sorulan Sorular

Ana Sayfa > Sıkça Sorulan Sorular

Psikoterapi yaşanan sorunlar, stres yaşantıları sonucunda yaşam içindeki dengesi bozulan kişinin problemlerine daha yapıcı çözüm yolları geliştirmek ve iyi olmasını sağlamaya yönelik, psikoterapist ile danışanın odaklanmış bir şekilde danışanın sorunlarını birlikte çalıştığı bir süreçtir. Psikoterapi sürecinde danışan kendi ve yaşadıkları ile ilgili farkındalık geliştirir. Bu şekilde kendi ve yaşamı içinde denge oluşur.

Terapi seansları için ayrılan süre 40-50 dk dır. Terapiler hafta bir düzenli devam eden süreçlerdir.

Farklı terapi yaklaşımları mevcuttur. Bilişsel davranışçı psikoterapiler, Dinamik Yönelimli Psikoterapiler, Bütünleştirici Psikoterapi, EMDR, Şema Terapisi, Kişilerarası Terapi vb.. Bunun yanında terapiler bireysel uygulanabildiği gibi, aile-çift terapileri ve grup terapilerinden de bahsedebiliriz.

Anne ve arkadaşlarla sohbet etmekten farklı bir süreçtir psikoterapi. Psikoterapinin ilerleyişi kişinin ihtiyaçlarına, yaşadığı soruna ve bireysel özelliklerine göre farklılaşır. Ancak  psikoterapi de hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın belli bir amacı, uygulama yöntemi ve ulaşılması istenen bir hedef vardır yani yapılandırılmıştır.  Psikoterapiler; kişinin yaşadığı sorunların nedenlerini anlamasını, kendisiyle ilgili (duygu, düşünce ve davranış) farkındalık kazanması ve kendinde var olan iyi olmaya yönelik potansiyel özelliklerini ortaya çıkarmayı hedefler.

Bu noktada kendinize soracağınız sorular size yardımcı olacaktır;

  • Bir süredir beni düşündüren, rahatsız eden, üzen, mutsuz eden veya sıkıntı yaratan tekrarlayan bir sorunum var mı?
  • Bulunduğum ortama uyum sağlamamı zorlaştıran sorunlar mı yaşıyorum?
  • Kendim de veya başkalarında değiştirmek istediğim şeyler var mı?
  • Zihnimde sürekli tekrar eden üzerinde yoğunlaştığım ve beni yorgun bırakan bir konu var mı?
  • Arkadaşlarımla çok sık konuştuğum beni yorgun bırakan bir konu var mı?
  • Kendime kızıyor, beğenmiyor ve kendimle çoğunlukla mücadele mi ediyorum?
  • Yaşamımdaki sorumluluklar ağır geliyor, kendi kendimle mücadele ediyormuş gibi hissediyor muyum?
  • Yaşadığım durumlarla ilgili yardım almanın zamanı olduğuna inanıyor muyum?
  • Yaşadığım üzüntü verici deneyimler sonrasında gelişen acı, öfke, kaygı vb.. duygularla  başa çıkmak da zorlanıyor muyum?
  • Yaşamımdaki büyük yaşam değişimler (boşanma, ayrılık, işten çıkarılma, kayıp…) sonrasında kendime güvenimi kaybetmiş hissediyor, mutsuzluk, ilişki sorunlarımla ilgili desteğe ihtiyaç duyuyor muyum?
  • Duygularımda ki iniş çıkışların sıklığı ve yoğunluğu yaşamımı zorlaştırıyor mu?
  • Romantik ilişki, evlilik yaşamı veya aile ilişkilerimde sorunlar yaşıyor ve bu problemlerle ilgili kısırdöngüden çıkmakta zorlanıyor muyum?
  • Kendimi güvensiz hissediyorum ve bu durumun yarattığı sıkıntı veya kaygılardan dolayı ilişkilerimde sorun mu yaşıyorum?
  • Uzun süredir mutsuz veya kaygılı mıyım?
  • Yatığım şeylerden dolayı çoğunlukla suçluluk hissediyor ve mutsuz mu oluyorum?

Kişide baskı yaratan dengesini ve uyumunu bozan durumlara ilişkin sorular çoğaltılabilir. Yukarıdaki soruların (yada benzer sorulara) herhangi birine “evet” diyorsanız psikoterapi desteği almanızın zamanı gelmiştir.

Psikologlar 4 yıllık lisans eğitimi ve 2 yıllık klinik yüksek lisans eğitimi almış profesyonellerdir. Bu eğitimleri tamamladıktan sonra da kullandıkları yöntemlerle ilgili devam eden eğitimler, seminerler ve kongrelere katılırlar. Farklı terapi yaklaşımları ile eğitimlere meslek yaşamları süresince katılmaya devam ederler. Psikologlar psikoterapi yaparlar ilaç tedavisi uygulamazlar. Psikiyatristler tıp eğitimi almış profesyonellerdir. İlaç tedavisi uygularlar. Psikiyatristlerde tıp eğitimleri sonrasında farklı terapi yöntemleri ile ilgili eğitimlere katılarak psikoterapi sertifikası almakta ve uygulama yapabilmektedirler.

Psikoterapi güven, saygı ve kabule dayalı bir süreçtir, yargılama ve eleştirme içermez. Buda bir süre sonra kişinin kendisiyle ilgili anlatmak da zorlandığı konuları paylaşmak konusunda zamanla daha rahat hissetmesine ve anlatmaya başlamasına neden olur. Anlatılanlar gizlilik ilkesi çerçevesinde danışan ve psikoterapist arasında kalan paylaşımlardır.

Psikoterapi sürecinin nihai hedefi kişinin problemleri ile başa çıkmada kendi potansiyelini fark etmesi, kendini tanıyarak kendi özelliklerinin farkında olarak yaşam içinde karşılaştığı sorunlara çözümler üretebilmesi yaşam kalitesinin artmasıdır. Bu hedefe ulaşırken psikoterapi süreci içinde zorlandığı, iyi hissettiği, şaşırdığı, sıkıntı yaşadığı, paylaşımlarından rahatsız olduğu anlarda olur. Ancak tüm bu anlar kişinin bireysel gelişimine katkıda bulunan süreçlerdir.