Yalnızlık nedir?
Yalnızlık hepimizin zaman zaman deneyimlediğimiz bir süreçtir. Çoğumuz da yalnızım demekten kaçınırız. Bunu söylemenin bizi eksik, güçsüz göstereceğine inanırız. Oysa ki yalnızlık bizi farklı zamanlarda, farklı nedenlerden dolayı etkiler ve şiddeti de kişiden kişiye değişir.
Yalnızlık günlük yaşantımızı devam ettirsek de bizim diğer insanlardan uzak, sanki tek başına kimse yokmuş, boşluktaymış gibi hissetmemize neden olur. Yaptığımız işleri de sıradan, sıkıcı görmeye başlarız. Yalnızlığı hayatımızın bir parçası gibi algılamaya başladığımızda da mutsuzluk, endişe ve karamsarlık da ona eşlik etmeye başlar. Bu duygular enerjimizi azalttıkça da endişelerimiz de artar. Ne yapacağımızı bilemeyiz. Paylaşmak istediğinizde de “Yaşamayan bilmez. Anlatsam ne olacak, beni anlamayacaklar.” diye içimizde bir ses yükselir. Bir de üstüne biraz yalnızlığımızdan bahsettiğimiz de dışarı çık, yeni insanlarla tanış gibi cevaplar aldığımız da içimizdeki ses onaylanmış olur.
Yalnızlığımızdan bahsetmek oldukça zordur, değil bahsetmek bazı kişiler için yalnızlığı kabullenmek bile zordur. Bu nedenle yaşamlarını iş, alış veriş ve farklı meşguliyetlerle doldurarak üstünü örtmeye çalışırlar. Bu şekilde içteki o boşluğu dışarıdaki uğraşlarla azaltmaya çalışırlar, bu da farkına varmadan kendimizi ihmal etmemize neden olur. Yalnızlık bazı kişiler için kaçınmaya neden olurken, bazen de o döngüden çıkmak oldukça zor olur.
Yalnızlıkla ilgili farklı tanımlamalar olsa da en geniş anlamıyla sosyal ilişkilerden mahrumiyet duygusunu içerir. Yalnızlık sadece tek başına olmakla tarif edilemez. Yalnızlık bir süreçtir. Kaygı, öfke, diğer insanlardan farklı hissetmeyi kapsar. Bireyin sahip olduğu ilişkilerle, sahip olmayı arzuladığı ilişkiler arasında dengesizlik varsa, anlaşılamadığını hissediyorsa da kişi kendini yalnız hisseder. Yalnızlık sadece tek başına olmakla tarif edilemez.